Tanıtım Videosu
Oturumda ele alınacak olan alt konular
Yapışma-eklemlenme ilişkisi
İlişkiden geri sekişler
Issız ilişkiler
Çelişkili yakınlık
Yakınlık maskeli mesafe
Sado-mazoşist yakınlık
Med-cezir yakınlığı (bir yakın bir uzak olmak)
Rahatsız eden mesafe sabitliği
Küslük
Yüz-göz oluş
Narsisistle yakınlaşmak
Sınır tayini
İlişkilerde mesafe ayarı (makul mesafeyi belirleme ve koruma yolları)
***
“İnsan ruhu hipermetroptur. Çok yakınımızdakinin gerçekliğini net göremeyiz.
Aşırı yakınlıkta kopuş ya da kaynaşma (füzyon) iki ekstrem ihtimaldir.
Yapışma/eklemlenme ilişkileri, yüz-göz oluş ve küslük, ayarı tutturulamayan ilişki aralığında uğranan, maalesef bazen yıllarca, hatta ömür boyu kalınan kopuş/kaynaşma durakları olabilir.
Kişiler arasındaki mesafenin daraldığı yer gerilimin, anksiyetenin arttığı yerdir. Dolayısıyla sürtüşme, çatışma, kısa devre yapma ihtimali artar. “Çok muhabbet tez ayrılık getirir” sözü, daralan ilişki aralığına bağlı gerilim artışı sonucu ilişkiden geri sekişleri tanımlar.
Makul ilişki aralığı, her şeyden önce, ilişkinin gerçekleşebilmesi için gereken uzamı teşkil eder. İlişkiye varolma alanı sunar. Tarafların ilişki içinde nefes alabilir, rahatça hareket edebilir olmalarını sağlar. Bu sayede taraflar ilişki içinde bireyselleşebilir, kendilerini gerçekleştirebilir, ilişkiden beslenir ve ilişkiyi besleyebilirler.
Sınır olmadan samimi olunmaz. Olsa olsa yüz-göz olunur. Yüz-göz oluş, dejeneratif bir ilişkilenme halidir. En belirgin özelliği zihin/niyet okuma pratiğidir. Kişi karşısındakinin yaşanan andaki gerçekliğiyle ilgilenmek yerine, onun ne düşünüp ne hissettiği hakkında ezbere tahmin yürütür. Dolayısıyla yüz-göz oluş, gerçek bir etkileşim değil, kapalı devre bir yanılsamalar silsilesidir.
Küslük, görünürde mesafe alma çabası olsa da duygusal ve düşünsel füzyon halidir. Küsen kişi, kendini de ötekini de koruyamayacak kadar yakınlaşmış olmanın bedelini bir çeşit tutsaklıkla öder. Küstüğünü cezalandırmak için onun içsel temsilini zihnindeki zindana hapseder ve onunla uğraşır durur. Onun kadar, kendi de giyer bu hükmü. Zira tutsak kadar gardiyan da tutukludur…”
Alıntılar: Şule Öncü / Yatıyorum bir şey diyor musun?